Şekerin Vücuda Verdiği Zararlar

Şeker sofralarımızın ve hayatlarımızın vazgeçilmezlerinden. Yediğimiz çikolata, kahvaltılık gevrekler, beyaz un, pirinç ve hatta salata soslarında şeker bulunuyor. Ancak şeker diyabet hastalığından erken yaşlanmaya kadar da birçok olumsuz sonuç doğurabiliyor. Şeker tüketimi, dikkatli davranmanız gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Peki bu sınırlandırmayı nasıl ayarlamalıyız? Uzmanlar günde en fazla 8 kesme şeker tüketilmesi gerektiğini söylüyor. Gün içerisinde tükettiğimiz içeceklerde, süt ve yoğurtta da şeker bulunuyor. Hem de bu gıdalardaki şeker miktarı oldukça da fazla.

Tadı şekerli olan her besinde basit şeker bulunmaktadır. Basit şeker ise kaçınmanız gereken şeker gurubudur. Şeker ihtiyacınızı kompleks karbonhidratlardan karşılamak sizin için daha iyi olacaktır. Kompleks karbonhidratların lif içerdiklerin de unutmamak gerekiyor. Kompleks karbonatlara işlenmiş tahıllar ve bakliyatlar örnektir.

Sağlıklı beslenmenin anahtarlarından biri olan meyvelerde de şeker bulunmaktadır. Günlük 3 porsiyon meyve tüketimi şeker ihtiyacınız için yeterli olacaktır. Meyve şekerinin kan şekerini çabuk yükseltmemesi için yanında süt, ayran, yoğurt gibi besinler de tüketebilirsiniz.

Aşırı şeker aldığınızı nasıl anlarsınız?

Vücuda giren şeker miktarı aşırı seviyelerde olursa bazı kişilerde yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Böyle bir durumda halk arasında şekerleme olarak tabir edilen durum gerçekleşebilir ve kısa süreli bir uyku ihtiyacı hissedilebilir. Bu durumu yaşayan kişilerde Postprandial hiperglisemi –yemek sonrası şeker yükselmesi- görülebilir.

Tatlılar Sizi Mutsuz Edebilir

Tatlıların biyolojik etkisi olduğu gibi psikolojik etkisi de vardır. Şekerin beyinde bağımlılık yaratma etkisi de sizi mutsuzluğa sürükleyebilir. Kişinin rahatlamak için baş vurduğu şeker tüketim, aşırı boyutlara ulaşabilir. Ufak moral bozukluklarında bile şekere başvurmak ve aşırı tüketim yapmak, kilo alımına, pişmanlığa ve mutsuzluğa neden olacaktır. Böylece tatlının anlık rahatlatıcı etkisi mutsuzluğa dönüşür. Esmer şeker de çözüm değildir. Şeker kamışı ya da şeker pancarının ikinci şurubundan doğal yollarla üretilen esmer şeker, rafine edilmediğinden glisemik endeksi beyaz şekerden daha düşüktür. Ancak aralarında devasa farklar yoktur. Esmer şeker beyaz şekerden hemen sonra gelir. Daha küçük kristalli olan esmer şeker, aynı miktardaki beyaz şekerden daha fazla kaloriye sahip olabilir. Örnek vermek gerekirse, 1 kaşık esmer şeker 48 kalori iken 1 tatlı kaşığı beyaz şeker 45 kaloridir.

Şekeri Neden Azaltmalısınız?

• Şeker fazlası direkt olarak kanda yağa çevrilir. Üretilen yağ vücudun belli organlarında biriktirilir. • Şeker aynı zamanda cildin sıkılığını ve elastikliğini sağlayan deri hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olan kolajen dokusunun azalmasına ve deride kırışıklıkların artmasına neden olur. • Kalp ve damar hastalıkları ve diyabet hastalığının görülme riskini arttırır. • Şeker seviyesindeki yükseklik dikkat kaybı ve öğrenme bozukluğuna neden olabilir. • Şeker kilo aldırmakla kalmayıp, göz, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına neden olabilir. Şekerin zararları bunlarla da sınırlı değil.

İç Organ Yağlanması

Sofralarınızdaki şekerin ve yüksek fruktozlu mısır şurubunun bir bileşini olan fruktoz, karaciğerinizde yağlanmaya neden olur. Bu durumun önü kesilmezse alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması meydana gelir.

Diyabet Riski

Aşırı miktarda şeker tüketimi, Diyabet hastalığı riskini arttırır. Şekerden aldığınız her 150 ekstra kalori, diyabet riskini %1.1 arttırır.

Kalp Rahatsızlığı

Şeker, Diyabet rahatsızlıklarıyla olan yakın ilişkisiyle bilinse de kalp rahatsızlıklarıyla da yakın bir ilişki halindedir. Tip 2 diyabet hastalarının %65’i, hayatlarını kalp hastalıkları ve inmelere bağlı olarak kaybediyor.

Damar Sertleşmesi

Kandaki insülin miktarını arttırır. Bu miktar, kronik olarak yüksek kalırsa damar çevresindeki beyaz kas hücreleri büyümeleri için uyarılır ve damar sertleşmesi meydana gelir.

Tip 3 Diyabet Tehlikesi

Brown Üniversitesi’nden Nöropatoloji Uzmanı Dr. Suzanne de la Monte ve meslektaşları, insülin direnci, yağ ve Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantıyı bulduktan sonra, Tip 3 diyabet tanısını ortaya koymuştur. Yapılan çalışmalar, Alzheimer hastalığının beyindeki glikoz kullanma ve üretme yeteneğindeki bozukluklardan meydana geldiğini göstermiştir.

Şeker ve Depresyon

Amerikalı bilim insanlarının yaptığı araştırma sonucu, çikolata, şekerleme ve bisküvi gibi şekerli hazır gıdalar, özellikle ergenlik döneminde depresyona yol açıyor. Farelerde yapılan deneylerde fruktozun beyni değişime uğrattığı ve davranışsal bozukluklara yol açtığı keşfedildi. Public Health Journal’da yayınlanan çalışmada izlenilen 9000 kişi depresyon ile şekerli ve fast food yeme arasındaki bağı bulmak için yapılan çalışmada, 6 yıl sonra daha fazla abur cubur yiyenlerde depresyonun oluşma riski %40 daha fazla olarak ortaya çıkmış.




Yorum yapabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

İlginizi Çekebilir